30 Aralık 2016 Cuma

Prof. Dr. Beyhan Asma nın kaleminden Ahlaki Mesneviler


                                         AHLÂKÎ MESNEVÎLERDE MEVLÂNA’DAN İZLER


Mevlâna, bütün eserlerinde insanlığın üstün özelliklerini öne çıkarıp, gerçek anlamda insan olma şuurunu; kendisiyle, yaratıcısıyla ve toplumla barışık, güzel ahlâk sahibi, mutlu insan olmanın reçetesini vermiştir.

Günümüzde evrenselliği dünyaca kabul edilen bu seçkin veli, sekiz asır boyunca Anadolu insanına rehberlik etmiş, Türk toplumuna dinamizm kazandırmış, eserlerindeki düşüncelerle asırlar boyunca milletimizin beslendiği temel bir kaynak olmuştur. Bu konudaki şu anekdot sözlerimizi özetler: Ahmet Hamdi Tanpınar bir gün Yahya Kemal’e sorar: “Üstat, biz Viyana kapılarına kadar nasıl gittik?” Yahya Kemal şöyle cevap verir: “Pilav yiyerek ve Mesnevî okuyarak”.
Bir gönül eri olan Mevlâna, sevgiyi insanların yaratılışındaki zararlı unsurları tasfiye eden bir iksir kabul ederek, sevgiyle aydınlanan gönüllerin bütün insanlığa açılmasını temin etmiş; insanları daima bu yolla iyiliğe, güzel ahlâk sahibi olmaya davet etmiştir. Bu yüzden Mesnevî edebî bir şaheser, tasavvufî bir abide olmak yanında ahlâki alanda da temel bir kaynak olma özelliğine sahiptir.

Mevlâna, Mesnevî’de pratik ahlâka dair öğütlerini, geleneğe uyarak, herkesin rahatlıkla anlamasına ve zihinlerde yer etmesine imkân tanıyacak şekilde hikâyelerle ele almıştır. Hacmi, muhtevası, şöhreti ve tesirleri bakımından yalnızca Türk edebiyatında değil, dünya edebiyatlarında seçkin bir yere sahip olan Mesnevî, birçok şair için kaynak olmuş, ahlâkî mesnevîler kaleme alan şairler, Mevlâna’nın feyzinden istifade etmişler, Mesnevî’deki hikâyeleri eserlerinde ele almışlardır.

Dinî ve tasavvufî mahiyette bir nasihat-nâmedir. Ahlâk-ı hamîde (güzel ahlâk); (1) ölümü hatırlama, (2) kanaat, (3) tövbe, (4) tevazu, (5) rızâ, (6) ihlâs, (7) şükür, (8) cömertlik, (9) muhabbet ve (10) nefis muhasebesi konularında on “bâb”; ahlâk-ı zemîme (kötü ahlâk) de; (1) tûl-i emel, (2) hırs, (3) şehvet, (4) kibir, (5) haset, (6) riya, (7) küfrân-ı nimet, (8) cimrilik, (9) Hak düşmanlığı ve (10) ihmal mevzularında on “fasıl”da ele alınır.

Birbirinin zıddı olan huylar arka arkaya verilerek karşılaştırma yapılır. Mesnevîde peygamber kıssalarına, evliya menkıbelerine ve din büyüklerinin hikâyelerine başvurulmuş, konular ayet ve hadislerle desteklenmiştir.


Klasik Türk edebiyatındaki ahlâkî mesnevîlerde Mevlâna’nın Mesnevî’sinden aktarılan veya Mesnevî ile ortak olan hikâyelerin tespiti de yapılmaktadır. Birçok mesnevîlerden bir kısmında hikâyenin Mevlâna’dan nakledildiği açıktır. Sonuç olarak, Mesnevî’nin; muhtevası ve tesiri bakımından Klasik Türk edebiyatında başka hiçbir esere nasip olmayan çok seçkin bir yere sahip olduğu, kültürümüzdeki ahlâkî eserler için temel bir kaynak kabul edildiği görülmektedir.

Prof. Dr . Beyhan Asma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder