AHLÂKÎ MESNEVÎLERDE
MEVLÂNA’DAN İZLER
Günümüzde evrenselliği dünyaca kabul edilen bu seçkin veli,
sekiz asır boyunca Anadolu insanına rehberlik etmiş, Türk toplumuna dinamizm
kazandırmış, eserlerindeki düşüncelerle asırlar boyunca milletimizin beslendiği
temel bir kaynak olmuştur. Bu konudaki şu anekdot sözlerimizi özetler: Ahmet
Hamdi Tanpınar bir gün Yahya Kemal’e sorar: “Üstat, biz Viyana kapılarına kadar
nasıl gittik?” Yahya Kemal şöyle cevap verir: “Pilav yiyerek ve Mesnevî
okuyarak”.
Bir gönül eri olan Mevlâna, sevgiyi insanların yaratılışındaki
zararlı unsurları tasfiye eden bir iksir kabul ederek, sevgiyle aydınlanan
gönüllerin bütün insanlığa açılmasını temin etmiş; insanları daima bu yolla
iyiliğe, güzel ahlâk sahibi olmaya davet etmiştir. Bu yüzden Mesnevî edebî bir
şaheser, tasavvufî bir abide olmak yanında ahlâki alanda da temel bir kaynak
olma özelliğine sahiptir.
Mevlâna, Mesnevî’de pratik ahlâka dair öğütlerini, geleneğe
uyarak, herkesin rahatlıkla anlamasına ve zihinlerde yer etmesine imkân
tanıyacak şekilde hikâyelerle ele almıştır. Hacmi, muhtevası, şöhreti ve
tesirleri bakımından yalnızca Türk edebiyatında değil, dünya edebiyatlarında
seçkin bir yere sahip olan Mesnevî, birçok şair için kaynak olmuş, ahlâkî
mesnevîler kaleme alan şairler, Mevlâna’nın feyzinden istifade etmişler,
Mesnevî’deki hikâyeleri eserlerinde ele almışlardır.
Dinî ve tasavvufî mahiyette bir nasihat-nâmedir. Ahlâk-ı
hamîde (güzel ahlâk); (1) ölümü hatırlama, (2) kanaat, (3) tövbe, (4) tevazu,
(5) rızâ, (6) ihlâs, (7) şükür, (8) cömertlik, (9) muhabbet ve (10) nefis
muhasebesi konularında on “bâb”; ahlâk-ı zemîme (kötü ahlâk) de; (1) tûl-i
emel, (2) hırs, (3) şehvet, (4) kibir, (5) haset, (6) riya, (7) küfrân-ı nimet,
(8) cimrilik, (9) Hak düşmanlığı ve (10) ihmal mevzularında on “fasıl”da ele
alınır.
Birbirinin zıddı olan huylar arka arkaya verilerek
karşılaştırma yapılır. Mesnevîde peygamber kıssalarına, evliya menkıbelerine ve
din büyüklerinin hikâyelerine başvurulmuş, konular ayet ve hadislerle
desteklenmiştir.
Klasik Türk edebiyatındaki ahlâkî mesnevîlerde Mevlâna’nın
Mesnevî’sinden aktarılan veya Mesnevî ile ortak olan hikâyelerin tespiti de
yapılmaktadır. Birçok mesnevîlerden bir kısmında hikâyenin Mevlâna’dan
nakledildiği açıktır. Sonuç olarak, Mesnevî’nin; muhtevası ve tesiri bakımından
Klasik Türk edebiyatında başka hiçbir esere nasip olmayan çok seçkin bir yere
sahip olduğu, kültürümüzdeki ahlâkî eserler için temel bir kaynak kabul
edildiği görülmektedir.
Prof. Dr . Beyhan Asma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder